Beyin Anevrizması( Beyin Damar Baloncuğu) Teşhis ve Tedavi Yöntemleri

Beyin Anevrizması( Beyin Damar Baloncuğu) Teşhis ve Tedavi Yöntemleri

  1. Giriş

Beyin anevrizması, atardamar duvarındaki zayıf bir noktada meydana gelen balonlaşmayı ifade eden bir tıbbi terimdir. Tüm erişkinlerin yaklaşık %3'ünü etkileyen ve yaşla birlikte görülme sıklığı artan bu hastalık, önemli sağlık sorunlarına yol açabilir. Anevrizmanın duvarı, normal bir damar duvarına göre daha ince ve zayıftır. Zamanla bu duvarın incelmesi, en zayıf noktadan patlamasına neden olabilir ve bu durum beyin zarları arasında kanamaya, yani "subaraknoid kanama"ya yol açar. Subaraknoid kanama, hayati risk taşıyan bir durumdur ve anevrizma kanaması yaşayan hastaların yaklaşık yarısı, kanama ve komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybetmektedir.


  1. Beyin Anevrizmasının Tanımı ve Risk Faktörleri

Beyin anevrizması doğuştan gelen bir hastalık olmayıp, genellikle 30 yaş üstündeki bireylerde görülür ve yaşla birlikte görülme sıklığı artar. Genetik yatkınlık, anevrizma oluşumunda rol oynayabilir, ancak tüm hastalarda ortak bir genetik neden saptanmamıştır. Ailede beyin anevrizması teşhisi konmuş birinci derece akrabası olan bireylerde anevrizma gelişme riski artabilir. Özellikle sigara kullanımı ve hipertansiyon gibi ek risk faktörleri, bu riskin daha da yüksek olmasına neden olabilir. Birden fazla akrabasına anevrizma teşhisi konmuş bireylerin belirli aralıklarla görüntüleme yöntemleriyle takip edilmesi önemlidir.

Genel Risk Faktörleri:

  • Genetik Yatkınlık: Aile öyküsü olan bireylerde risk artar.
  • Hipertansiyon: Yüksek kan basıncı, damar duvarında zayıflamaya yol açabilir.
  • Sigara ve Alkol Kullanımı: Bu alışkanlıklar damar sağlığını olumsuz etkiler.
  • Polikistik Böbrek Hastalığı, Feokromositoma ve Aort Koarktasyonu: Bu hastalıklar da anevrizma riskini artırabilir.
  • Kullanılan Maddeler: Epinefrin, amfetamin, kokain gibi maddeler damar duvarında zayıflama yapabilir.


  1. Anevrizma Oluşum Mekanizması

Anevrizma, kalbin pompaladığı kanın, damar duvarındaki zayıf bir noktada basınç oluşturmasıyla meydana gelir. Bu basınç, damar duvarında balonlaşmaya yol açar. Hipertansiyon ve damar duvarında zayıflamaya neden olan faktörler, beyin anevrizması gelişimini artırabilir.

  1. Anevrizmanın Kanama Riski ve Komplikasyonlar

Beyin anevrizmalarının hepsi kanamaz. Araştırmalara göre, nüfusun yaklaşık %3'ünde beyin anevrizması bulunur, ancak yıllık anevrizma kanama oranı 1:10.000'dir. Yani, ülkemizde yılda yaklaşık 8000 anevrizma kanaması görülmektedir. Tüm anevrizmaların patlayıp beyin kanamasına neden olmadığı bilinmektedir, ancak hangi anevrizmanın kanamaya neden olacağını belirlemek zordur. Kanamamış bir anevrizmanın yıllık kanama riski yaklaşık %1-3'tür. Anevrizma boyutu arttıkça, kanama riski de artar. Örneğin, 25 mm'den büyük anevrizmaların iki yıl içinde kanama olasılığı %70'tir. Bir kez patlamış ve beyin kanamasına neden olmuş anevrizmalar, tekrar kanama riskini artırır ve acil tedavi gerektirir.


  1. Belirtiler ve Şikayetler

Beyin anevrizması olan hastalarda görülen en yaygın belirtiler ve şikayetler şunlardır:

  • Sık ve Uzun Süren Baş Ağrıları: Anevrizma nedeniyle oluşan basınç, baş ağrısına yol açabilir. Bu ağrılar genellikle kronik ve dayanılmaz olabilir.
  • Göz Arkasında Ağrı Hissi: Göz arkasında sürekli bir ağrı hissi, beyin anevrizması belirtilerinden biri olabilir.
  • Bulantı ve Kusma: Anevrizma, beyin içinde baskı oluşturarak bulantı ve kusmaya neden olabilir.
  • Göz Kapağında Ani Düşüklük: Diyabet hastalığı olmayan bir kişide göz kapağında ani gelişen düşüklük, anevrizma şüphesini artıran önemli bir belirtidir.
  • Çift Görme: Anevrizma, göz kaslarına veya sinirlerine baskı yaparak çift görmeye neden olabilir.
  • Bulanık Görme veya Görme Kaybı: Beyindeki basınç, görme alanında bozulmalara yol açabilir.

Bu belirtiler, anevrizma ile ilişkili olabileceği gibi, başka hastalıkların da belirtileri olabilir. Bu nedenle, belirtiler görüldüğünde bir sağlık profesyoneline başvurmak önemlidir.


  1. Anevrizma Teşhisi Nasıl Konulur?

Beyin anevrizmasının teşhisi genellikle şu yöntemlerle yapılır:


  • Manyetik Rezonans (MR) Görüntüleme: Beyin anevrizmasını taramak için ilk basamak testidir. MR görüntüleme, anevrizma varlığını saptamak için kullanılır.
  • Manyetik Rezonans Anjiografi (MR Anjiografi): Kanamasız beyin anevrizmalarının teşhisinde kullanılır. MR anjiografi, kontrast madde kullanılmadan gerçekleştirilir ve genellikle 15-20 dakika sürer. Bu süre zarfında hasta hareketsiz olarak MR cihazında yatar.
Kateter Anjiografisi (DSA): Anevrizma tanısı ve tedavi planlaması için "altın standart" olarak kabul edilir. Bu yöntem, damarların 3-boyutlu görüntülerini sağlar ve beyin anevrizmalarının detaylı değerlendirilmesine olanak tanır. Kateter anjiografisi, anevrizmanın boyutu, şekli ve konumu hakkında ayrıntılı bilgi sağlar. Kateter anjiografisi sırasında komplikasyon riski çok düşüktür ve modern dijital anjiografi cihazları ile yüksek çözünürlükte görüntüler elde edilir. Bu bilgiler, en uygun tedavi yönteminin belirlenmesinde kritik rol oynar.

  1. Tedavi Yöntemleri

Beyin Anevrizması Tedavisi: Kapalı Yöntemler

Beyin anevrizması tedavisinin temel amacı, anevrizmanın patlaması durumunda oluşabilecek beyin kanama riskini ortadan kaldırmaktır. Tedavi, anevrizma kesesini kapatarak kan akımının engellenmesini hedefler. Kapalı tedavi yöntemleri, günümüzde anevrizma tedavisinde tercih edilen ilk seçenekler arasında yer alır. Kapalı yöntemler genellikle daha güvenli ve etkili olarak kabul edilir ve işlem süresi genellikle 1,5 - 4 saat arasında değişir.

 Kapalı Tedavi Yöntemleri

Kapalı anevrizma tedavileri, hastanın kafatası açılmadan, damar içinden gerçekleştirilir. Uygulanan teknikler ve kullanılan malzemeler açısından çeşitlilik gösterir.


  1. Koil ile Tedavi (Koilleme)

 Koil ile kapalı anevrizma tedavisi, genel anestezi altında yapılır. Tedavi süreci genellikle aşağıdaki adımlardan oluşur:

  1. Kateter Yerleştirilmesi: İşleme bacak atardamarına yerleştirilen 2 mm çapında bir özel kateterle başlanır.
  2. Mikrokateter Kullanımı: Kateter aracılığıyla damar içine 0.5 mm çapında ince ve yumuşak yapıda bir mikrokateter gönderilir. Bu mikrokateter, anevrizmanın bulunduğu damara yönlendirilir.
  3. Koil Yerleştirilmesi: Mikrokateterin ucu anevrizma kesesine yerleştirilir ve buradan platinden yapılmış çok ince koiller gönderilir. Koiller, anevrizma kesesi içinde bir yumak oluşturarak kan akışını engeller.
  4. İşlemin Tamamlanması: Koillerle anevrizma tamamen doldurulduğunda, mikrokateter geri çekilir ve işlem tamamlanır. Beyin anevrizmasının teşhisi genellikle şu yöntemlerle yapılır:
  • Manyetik Rezonans (MR) Görüntüleme: Beyin anevrizmasını taramak için ilk basamak testidir. MR görüntüleme, anevrizma varlığını saptamak için kullanılır.
  • Manyetik Rezonans Anjiografi (MR Anjiografi): Kanamasız beyin anevrizmalarının teşhisinde kullanılır. MR anjiografi, kontrast madde kullanılmadan gerçekleştirilir ve genellikle 15-20 dakika sürer. Bu süre zarfında hasta hareketsiz olarak MR cihazında yatar.
  • Kateter Anjiografisi (DSA): Anevrizma tanısı ve tedavi planlaması için "altın standart" olarak kabul edilir. Bu yöntem, damarların 3-boyutlu görüntülerini sağlar ve beyin anevrizmalarının detaylı değerlendirilmesine olanak tanır. Kateter anjiografisi, anevrizmanın boyutu, şekli ve konumu hakkında ayrıntılı bilgi sağlar. Kateter anjiografisi sırasında komplikasyon riski çok düşüktür ve modern dijital anjiografi cihazları ile yüksek çözünürlükte görüntüler elde edilir. Bu bilgiler, en uygun tedavi yönteminin belirlenmesinde kritik rol oynar.
  1. Tedavi Yöntemleri

Beyin Anevrizması Tedavisi: Kapalı Yöntemler

Beyin anevrizması tedavisinin temel amacı, anevrizmanın patlaması durumunda oluşabilecek beyin kanama riskini ortadan kaldırmaktır. Tedavi, anevrizma kesesini kapatarak kan akımının engellenmesini hedefler. Kapalı tedavi yöntemleri, günümüzde anevrizma tedavisinde tercih edilen ilk seçenekler arasında yer alır. Kapalı yöntemler genellikle daha güvenli ve etkili olarak kabul edilir ve işlem süresi genellikle 1,5 - 4 saat arasında değişir.

 Kapalı Tedavi Yöntemleri

Kapalı anevrizma tedavileri, hastanın kafatası açılmadan, damar içinden gerçekleştirilir. Uygulanan teknikler ve kullanılan malzemeler açısından çeşitlilik gösterir.

  1. Koil ile Tedavi (Koilleme)

 Koil ile kapalı anevrizma tedavisi, genel anestezi altında yapılır. Tedavi süreci genellikle aşağıdaki adımlardan oluşur:

  1. Kateter Yerleştirilmesi: İşleme bacak atardamarına yerleştirilen 2 mm çapında bir özel kateterle başlanır.
  2. Mikrokateter Kullanımı: Kateter aracılığıyla damar içine 0.5 mm çapında ince ve yumuşak yapıda bir mikrokateter gönderilir. Bu mikrokateter, anevrizmanın bulunduğu damara yönlendirilir.
  3. Koil Yerleştirilmesi: Mikrokateterin ucu anevrizma kesesine yerleştirilir ve buradan platinden yapılmış çok ince koiller gönderilir. Koiller, anevrizma kesesi içinde bir yumak oluşturarak kan akışını engeller.
  4. İşlemin Tamamlanması: Koillerle anevrizma tamamen doldurulduğunda, mikrokateter geri çekilir ve işlem tamamlanır.

Akım yönlendirici stentler, önceki yıllarda tedavi edilmesi zor veya yüksek riskli olarak kabul edilen anevrizmaların başarıyla tedavi edilmesini sağlar.
Sonuç

Kapalı anevrizma tedavi yöntemleri, hastaların iyileşme sürecini hızlandırır ve cerrahi riskleri azaltır. Her yöntemin belirli avantajları ve kullanım durumları vardır ve hastanın özel durumu göz önüne alınarak en uygun tedavi seçeneği belirlenir. Kapalı tedavi yöntemleri, günümüzde beyin anevrizmalarının etkili ve güvenli bir şekilde tedavi edilmesine olanak sağlar.

Açık Cerrahi Yöntemler:

  • Klipleme: Açık cerrahi sırasında anevrizmanın boynu üzerine metal bir klips yerleştirilir, böylece anevrizmanın kanla dolması engellenir.
  1. Tedavi Sonrası Bakım ve İzlem

Kapalı (Endovasküler) Tedavi Sonrası İzlem:

  1. Erken Dönem İzlemi:
    • Hastanede Kalış Süresi: Hastalar genellikle 2-3 gün içinde taburcu edilir.
    • Kontrol: Taburcu olduktan sonra hastalar genellikle bir hafta içinde normal günlük yaşamlarına dönebilir.
    • İlaç Kullanımı: Stent kullanıldıysa, hastalar kan sulandırıcı ilaçlar almalıdır. Bu ilaçların düzenli kullanımı ve dozajı doktor tarafından belirlenir.
  2. Uzun Dönem İzlemi:
    • Kontrol Anjiografileri: Tedaviden 6-12 ay sonra ilk kontrol anjiografisi yapılır ve tedavinin etkinliği değerlendirilir. İkinci kontrol anjiografisi ise genellikle 2 yıl sonra yapılır.
    • MR Uyumluluğu: Kapalı tedavide kullanılan malzemeler (stentler, koiller) MR cihazlarına uyumludur. Hastalar MR tetkikleri için genellikle endişe duymamalıdır, ancak metal detektörlerinde yalancı alarmlara neden olabilirler.
  3. Belirtiler ve Komplikasyonlar:
    • Kasık Bölgesi: Kapalı yöntemle tedavi sonrası kasık bölgesinde 1 haftadan uzun süren ağrı veya şişlik gelişirse, hastalar doktora başvurmalıdır.

Açık Cerrahi Tedavi Sonrası İzlem:

  1. Erken Dönem İzlemi:
    • Hastanede Kalış Süresi: Hastanede kalış süresi genellikle 7-8 gündür.
    • Kontrol: Cerrahiden kısa süre sonra (bir hafta içinde) kontrol anjiografisi yapılır. Bu, anevrizmanın tam olarak kapatıldığını doğrulamak için gereklidir.
  2. Uzun Dönem İzlemi:
    • Yara İyileşmesi: Cerrahi yara yerinin tam iyileşmesi 4-6 hafta sürebilir.
    • Kontrol Anjiografileri: Cerrahiden 1-2 yıl sonra ikinci bir kontrol anjiografisi yapılır.
  3. MR Uyumluluğu:
    • Klipler: Titanyumdan yapılmış anevrizma klipleri MR cihazlarıyla uyumludur. Ancak eski çelik klipler MR ile uyumlu değildir ve bu kliplerle tedavi edilmiş hastalar MR tetkikleri yaptırmadan önce doktorlarına danışmalıdır.

Kanamış Anevrizma Tedavisi Sonrası İzlem:

  1. Hastanede Kalış Süresi:
    • Uzun Süreli İzlem: Hastanede kalış süresi genellikle 4-5 hafta sürebilir ve bu süre komplikasyonlara bağlı olarak uzayabilir.
  2. Komplikasyonların İzlenmesi:
    • Komplikasyonlar: Beyin kanamasına bağlı damar spazmı (vazospasm), beyin su toplanması (hidrosefali) gibi komplikasyonlar izlenmelidir. Bu komplikasyonlar kalıcı sakatlıklar oluşturabilir ve tedavi gerektirebilir.
    • Sara Nöbetleri: Kanamış anevrizma sonrası bazı hastalar sara nöbetlerini engelleyici ilaçlar kullanmak zorunda kalabilir.

Genel Öneriler:

  • Sigara ve Alkol: Sigara içmeyin ve aşırı alkol tüketiminden kaçının. Bu faktörler anevrizmanın tekrar etme riskini artırabilir.
  • Tansiyon Kontrolü: Hipertansiyonun kontrol altında tutulması önemlidir. Tansiyonun düzenli olarak izlenmesi ve ilaçların doktor tarafından reçete edilmesi gerekir.
  • Düzenli Takip: Polikistik böbrek hastalığı olan veya genç yaşta anevrizma teşhisi konmuş hastalar, düzenli MR anjiografi ile takip edilmelidir.

Tedavi sonrası izleme süreci, hastanın tedavi yanıtını, potansiyel komplikasyonları ve uzun vadeli sağlığı sağlamak için kritik öneme sahiptir. Bu süreçte hastaların doktorlarıyla düzenli olarak iletişimde olmaları ve verilen talimatlara uymaları önemlidir.

  1. Riskler ve Komplikasyonlar

Tedavi sürecinde riskler ve komplikasyonlar olabilir. Endovasküler tedavi genellikle daha düşük risk taşırken, açık cerrahi yöntemlerde komplikasyon riski anevrizmanın boyutu ve yerleşimine bağlı olarak değişebilir.

  1. Sonuç

Beyin anevrizması, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir durumdur. Ancak, erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleri ile bu riskler etkili bir şekilde yönetilebilir. Günümüzde endovasküler tedavi yöntemleri, anevrizmaların başarılı bir şekilde tedavi edilmesini sağlamaktadır. Anevrizma teşhisi konan hastaların, tedavi planlaması için deneyimli sağlık uzmanlarına başvurması ve yaşam tarzı değişikliklerine dikkat etmesi önemlidir.

Bu bilgiler, uzman doktor İbadat Hasanov tarafından doğrulanmış tıbbi bilgilerle desteklenmiş olup, bireyleri bilgilendirmeyi amaçlamaktadır. Her durumda, tedavi planı size özel olarak belirlenir ve bu karar, doktorlarınız tarafından titizlikle değerlendirilir.

Beyin Anevrizması( Beyin Damar Baloncuğu) Teşhis ve Tedavi Yöntemleri